Paylas

3 Nisan 2010 Cumartesi

NÜKLEER BOMBALAR ÇOKTAN ATILDI AMA YERE DÜŞMEDİ


İran’ın Uranyum zenginleştirmesini engellemek için Rusya Federasyonu ile Milletler arası Enerjisi Kurumu (IAEA) küresel uranyum zenginleştirme merkezi adlı bir proje üzerinde çalışıyorlar. IAEA ile Rusya Federasyonu arasında Viyana'da bu konuyla ilgili bir anlaşma imzalandı bile. Böylece İran’ın uranyum zenginleştirmekten vazgeçeceği düşünülüyor. Ama İran için bir onur meselesine dönüşmüş nükleer enerjiden vazgeçmeye niyeti yok. Lakin İran elinde 100 civarı nükleer silahı olan Pakistan’da ABD’nin neler yaptığını biliyor. Etnik, dinsel kışkırtmacılıklar ve Afganistan’dan Pakistan’a kaydırılan operasyonlar nedeniyle Pakistan tam bir kargaşanın içerisine itilmiş durum da. Yani bırakın nükleer santralleri ve enerji üreterek zenginleşmeyi elinizde nükleer bombanızın olması bile sizi ABD, AB ve İsrail’in hedefi yapmaktan kurtaramıyor. Çünkü bu nükleer gücün sadece ABD’nin ve İsrail’in elinde olması isteniyor. Dünyanın kabadayılığına soyunmuş bu iki ülke karşısında hiçbir güç istemiyor.

Oysa İran’dan ve Pakistan korkuları onları çok farklı bir sürece sürüklüyor.

Eski Hıristiyan düşman hatta soğuk savaşın bir numaralı aktörü Rusya bu korkudan en karlı çıkan ülke oluyor. Lakin Rusya ve Kazakistan bu küresel enerji merkezi için çoktan uranyum zenginleştirmeye başlamış bile. Kazakistan’da zenginleştirilen uranyumun stoklanması, korunması gibi tüm masraflar Rusya tarafından karşılanıyor.

Buda Müslüman düşmanlar Pakistan ve İran korkusu eski düşman Rusya’yı şimdiden zengin etmiş ve nükleer enerji konusunda da en söz sahibi duruma getirmiş durumda.


İşte tam bu noktada ABD’nin ayak işlerini yapmaya alışmış Reis-i Cumhurumuz Pakistan’a gidiyor. Hiç bir özelliği kalmamış ve ülkesini yönetemeyen ABD güdümlü ve muhtemelen çok yakında darbe ya da başka bir olayla iktidarı sona erecek olan Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ile görüşüyor. Hatırlarsanız daha öncede bizim reis-i cumhurumuz Kırgızistan ABD’nin Afganistan’ı bombalamada kullandığı hava üslerini kapatmak istediğinde gitmiş ve arabuluculuk yapmıştı. Ve başarılı da olmuştu. Şimdiki görevi de muhtemelen ABD tarafından bombalanan Pakistan halkına ABD müttefiki Müslüman imajıyla ABD yandaşı iktidara destek vermek ve ABD karşıtı tepkilerin birleşmesi engellemek olsa gerek.

Umarım sadece kuruntudur. Ama ABD üsleri kapatılması gündeme gelir gelmez Kırgızistan’a uçması ve üslerin kapanmasını engellemesini unutmak mümkün değil.

Yine gelelim ABD ve İsrail tarafından unutulan eski düşman Rusya Federasyonuna. Putin’in deyimiyle “Rusya küresel sivil nükleer piyasasının yüzde 25'ini elde edebilecek potansiyele sahip.”

ROSATOM, bugün milletlerarası uranyum zenginleştirme piyasasının yüzde 40'ını, küresel yakıt tedarikinde de yüzde 17'sini elinde bulunduruyor. Biz ise ABD’nin çıkarları için Müslüman ülkeleri kapı kapı dolaşıyor gülücükler saçıyoruz. Üstelik onların ABD tarafından kırılmalarına göz yumarak.Siz bukadar gezen başka bir iktidar gördünüzmü?Bunu marifet gibi sunmalarına bakmayınız.Yada başka bir devlet iktidarlarında bizimkiler kadar gezen gördünüz mü?

En son bu gün İngiliz basınına yansıyan “ABD Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ülkelerindeki nükleer modası geçmiş bombalarını toplatacak” haberi de düşünüldüğün de

ABD’nin İran’ın bunca yatırımını bırakması için ciddi bir çabası olduğu anlaşılıyor. Haberin çıkmasında bir hafta önce de Sebahat Tuncer’in İncirlik’te ki ABD bombaları konusunda soru önergesi vermesi de ABD’nin ayrılıkçı Kürtlere ufak bir jesti olsa gerek.

Kısacası ABD ve İsrail bırakın nükleer bombayı böyle bir enerji kaynağının Müslüman bir ülkenin elinde olmasını istemiyor. Bunun için eski düşmanın zengin olmasını söz sahibi olmasını bile göze alıyor.Dünyanın kabadayısı olmak riskleride göze almayı gerektiriyor.Bu arada Putin ters hamlelere devam ediyor. Hindistan gezisinde 16 nükleer santral yapılmasına imza atıyor.

Görüşmek üzere.


"SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTI.SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder