Paylas

3 Nisan 2010 Cumartesi

TARİHİ BELGELERLE ERMENİ SOYKIRIMI

TARİHİ BELGELERLE ERMENİ SOYKIRIMI

Dr. Elnur Hasan MİKAİL

Ermeniler tarafından 31 Mart 1918’de Azerbaycan Türklerine karşı soykırımı yapılmıştır. Bu soykırımda sadece Bakü’de 15 bin Türk katledilmiştir.

Ağamirov’a göre Ermeni çete başı Şaumyan Azerbaycan’ın Quba, Ağdam, Zengilan, Şamahı gibi ilçelerinde binlerce kişiyi ihtiyar-çocuk, hamile demeden katletmiştir.[1] Ermeni çeteler bu soykırımı yaparken Azerbaycan Türkü olan Bolşevikleri bile öldürmüşlerdi. Türk Bolşevikler, kendilerini savunmak amacıyla “Biz Bolşeviğiz ama” deseler de bu onları kurtarmaya yetmemiştir.

Ermeniler Azerbaycan Türkleri olan bu Bolşevikleri her şeyden önce Türk oldukları için katlediyordu. Ermeni çeteciler karnında bebek olan hamile kadınların karınlarını süngüyle deliyor ve bebeği dışarı çıkarıyor, kadınlara tecavüz ettikten sonra onların memelerini kesip, eğer kadın hamileyse karnındaki bebeği de öldürüyordu.[2]Erkeklere verilen zulümde ise esir alınan erkek Azerbaycan Türkü askerler, tamamen etkisiz hale getirilerek, annelerinin gözü önünde cinsel organları kesiliyor ve gözleri oyuluyordu.[3]

Bu denli vahşeti insanlık tarihinde ilk olacak işkence yöntemlerini Azerbaycan Türklerine karşı uygulayan Ermeniler adeta bir Haçlı savaşı başlatmış bulunuyorlardı. Olayları 1918’de Türkiye’den Azerbaycan’a bu vahşeti durdurmaya giden Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa biraz da olsun yatıştırmaya çalışıyordu. Nuri Paşa Azerbaycan’a geldikten sonra bu vahşet olayları yatışmış ve sükunet hakim olmuştur.

Kafkasya coğrafyası gerçekten de her zaman bölgenin kanayan yarasıydı. Azerbaycan’a gelen Türk Ordusu Azerbaycan’ı bu zor durumdan kurtarırken diğer tarafta Türkiye 1918 sonu yaklaşırken savaşı kaybetme noktasına gelmişti. Türkiye böylesine zor bir dönemde bile kardeş Azerbaycan’ı unutmamış ve elini Azerbaycan’a uzatmıştır. Bu yardımlaşma müteakibinde Azerbaycan’da Komünist rejim iktidara geldikten sonra, yani 1920 yılının 28 Nisanında bile devam etmiştir. Azerbaycan SSCHalk Komiserleri Sovyetinin Başkanı Neriman Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Milli Mücadeleyi başlatmış olan Türkiye’ye altın, silah ve mazot göndermiştir.

Azerbaycan’ın milli kahramanı olan Nerimanov, Bakû’deki olası ulusal katliamı önlemiş, Türk dünyasının kalkınması için mantıklı siyaset üretmiş, hem de Lenin’i Türkiye’ye yardıma ikna eden şahıs olmuştur. Çalışma, esasen AzerbaycanCumhuriyeti’nin Merkezi Devlet Arşivindeki orijinal tarihi belge ve bilgilerin incelenmesi sonucunda hazırlanmıştır.[4]

Mustafa Kemal Paşa, 3 Mayıs 1920 günü Doğu Cephesi Komutanı Kazım
Karabekir Paşa'ya yazdığı bir mektupta "Devlette hiç para kalmadı. Şu
anda içeride para temin edebileceğimiz bir kaynak da yok. Başka
kaynaklardan para temin edinceye kadar Azerbaycan hükümetinden borç
para alınmasını temin etmenizi rica ederim" diyordu. Kazım Karabekir
Paşa, isteği Azerbaycan hükümetine iletti. Bu istek, Azerbaycan
Cumhuriyeti ile Ankara Hükümeti arasındaki ilk resmi temastı.

1921 yılı içinde Nerimanov'un şahsi emri ile Azerbaycan Dışişleri
Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-İkinci İnönü
Savaşları
münasebetiyle çektiği telgrafta "...Kazanılan bu büyük zaferlerden
dolayı Türk halkını Azerbaycan
Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına
kutluyoruz." diyor ve bu büyük zaferlerin şerefine Azerbaycan halkının
yardım için 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern kerosin
[5]
gönderdiğini bildiriyordu.

Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan Devleti, TBMM hükümetine 62 sistern
petrol gönderdi ve bundan sonra savaş bitinceye kadar aynı değerde
petrol ve üç vagon dolusu kerosin göndermeyi taahhüt etti. Bu
taahhüdün dışında 1922 yılında Batum yolu ile Azerbaycan dokuz bin
tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.

Mustafa Kemal Paşa 1921 yılında Nerimanov'a bir mektup yazarak borç
para talep etmişti. Bu mektubu 17 Mart 1921 günü büyükelçi Nerimanov'a
ulaştırdı. Nerimanov, derhal
500 kg. altın gönderdi. Bunun 200 kg.
devlet bütçesine, kalanı ise mühimmat ve silah için kullanıldı. Daha
sonra Nerimanov Rusya'dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara'ya
gönderdi. Bu yardımlarla savaş içindeki ülkenin durumunda belirgin bir
düzelme oldu.

23 Mart 1921'de Azerbaycan hükümeti talep etmediği halde Türkiye'ye
Azerbaycan halkının hediyesi olarak 30 sistern petrol, 2 sistern
benzin, 8 sistern yağ gönderdi.
[6]

Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa'nın yazdığı mektuba yazdığı cevabi
mektubunda her gün kazanılan başarılarla Türk halkının emperyalizmden
kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden kahraman Türk halkını
kutladığını yazıyor ve sonra ilave ediyordu; "Paşam, bizim Türk
milletinde kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin
elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya
devam edeceğiz."
[7] Bugünkü Türkiye iktidarının ise bunları unutarak Ermenistan’la yakınlaşmalar kurması hiç de Azerbaycan tarafından hoş karşılanacak bir durum değildir.

Uluslararası İlişkiler uzmanı


[1] AĞAMİROV, Midhet; Birinci Rus İnqilabı İllerinde Azerbaycan İctimai Fikrinde Milli Meseleye Dair (Azerbaycan Türkçe’sinde: Birinci Rus İnkılabı Yıllarında Azerbaycan Toplumsal Fikrinde Milli Olaylara Ait), Elmneşr Yayınları, Bakû, 1963, s. 45.

[2] http://human.az, 31.03.2010.

[3] Azerbaycan Xazar TV’de 2007’de yayımlanan belgesel.

[4] Elnur Hasan MİKAİL; “Atatürk Dönemi Türkiye Azerbaycan İlişkileri 1919-1938”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya, 2010.

[5] Kerosin ham petrol rafinerilerinde elde edilen bir bölüntüdür. Ancak henüz kükürt içermediği için, kerosin, Kerosin Desülfirizasyon ünitesinde kükürdü alınarak piyasaya gaz yağı olarak arz edilir. Gaz yağı yakıt olarak ve solvent olarak kullanılmaktadır. Jet yakıtında da bir miktar kerosin bulunmaktadır. Ön ısıtıcılar denildiğinde ise, ısı alışverişi yapan exchangerlar akla gelir.(Exchangerlar ham petrolü ısıtırken, distilasyon kolonundan çıkan nafta, kerosin, hafif ve ağır dieselin sıcaklığını düşürür.)

[6] “Kardeş Kömeği, Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu, Mücahit Dergisi, C. 2, Sayı: 21-22, Ekim-Kasım, 1959.

[7] A. Şemseddinov, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği Alâkaları, s. 66

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder